Los Angeles'ta Yaşamak: Labirent Farelerini Doğal Ortamlarında İncelemek

HomeNeredeyse 7 ay oldu hayatımın Los Angeles sayfası açılalı, anca oturabildim klavye başına. Gerçi böyle olunca daha iyi oluyor sanki, her şey birikiyor bir çırpıda çıkıyor. Çırpı dediğim de saatlerimi alıyor tabii, ama olsun, yazmak terapi benim için. Neyse, en iyisi hemen başlayalım. Her zamanki gibi klişe turistik önerileri göz ardı etmeden, ama çok da üstünde durmadan bir Angeleno’nun gözünden öneriler vermeye çalışacağım. (Angeleno: LA’in yerlisi olan ya da burada yaşayan insanlara verilen ad.) Tuvalet sırası beklerken ayağına bastığınız, köpek parkında oynarken kafasına top fırlattığınız ya da ne bileyim market alışverişi yaparken maydonozları üzerine devirdiğiniz insanların, filmlerde gördüğünüz, ölüp bittiğiniz aktörler, müzisyenler olduğu bir şehir burası. İçinizden kimleri gördü bu kız acaba diyorsanız; Lady Gaga, Jake Gyllenhaal, Rihanna, Nicole Richie, Laurence Fishburne, Meghan Markle, Jonathan Kite ilk aklıma gelenler. Anlayacağınız LA’de yaşamak labirent farelerini doğal ortamlarında incelemek gibi.

Traffic in LABu süslü kısmı bırakıp hızlıca genel bilgiler verecek olursak, LA, Kaliforniya’nın birinci, Amerika’nın ise New York’tan sonra en kalabalık ikinci şehri. Ama o kadar geniş bir alana yayılmış ki NYC’deki gibi akıntıya kapılmış sürükleniyormuşsunuz hissi vermiyor. Bu hem iyi hem de kötü, çünkü mesafeler çok uzun. Şehrin öbür ucunda yaşayan arkadaşlarınızı görme sıklığınız da bu mesafelerin uzunluğuyla doğrudan orantılı.

Toplu taşıma hiç gelişmemiş, sadece düşük profil tarafından kullanılıyor, aşağı yukarı 16 yaşından büyük herkesin arabası var. O nedenle trafik işi biraz tatsız. Yedi şeritli otobanlar bile yetişmiyor. Trafiksiz 10 dakikada gidebildiğiniz mesafeyi yeri geldiğinde 1 saatte gitmeniz olası. O nedenle bir yere gitmeden önce mutlaka trafiği kontrol edin. Bunun için artık onsuz bir hayat düşünemediğim, yeni hayat arkadaşım Waze uygulamasını kullanabilirsiniz. Özellikle çok trafik olan saatlerde en hızlı yolu bularak kalbimde taht kuruyor. Tabii ki İstanbul’dan gelen biri olarak bu trafik bana söküyor mu? Hayır. Her seferinde biz neler gördük diyerek etraftaki palmiyelere, pırıl pırıl havaya ve birbirine yol veren, gülümseyen kibar insanlara bakarak müziğimi dinleyip huzur içinde yaslanıyorum arkama. Kimi zaman kafamı direksiyona vurup, arabayı duvara çarpıp, polislere hareket çekip, çığlık atarak ağlamak istediğim de olmuyor değil, ama siz o kısmı boşverin.

Ne kadar süreliğine gelirseniz gelin, mutlaka araba kiralayın, derim. Taksi sayısı hayli az. Uber ve Lyft oldukça yaygın, ama onlar da uzun süreli konaklama için ekonomik olmayabilir. Bilmeyenler için; bunlar mobil uygulama bazlı ulaşım ağları, bir çeşit özel taksi-şoför. Lokasyonunuzu bildiriyorsunuz, en yakındaki araç da hemen gelip sizi alıyor. Kredi kartı bilginizi ilk etapta üye olurken veriyorsunuz, bir daha hiç para alışverişiyle uğraşmıyorsunuz.

Hazır ulaşımdan bahsetmişken; havaalanına gelmiş ve araba da kiralamamışsanız taksiye alternatif olarak SuperShuttle’ları kullanabilirsiniz. Bunlar için önceden rezervasyon yaptırmanız gerekiyor. İletişim ve uçuş bilgilerinizi, destinasyonunuzu bildirip ödeme yapıyorsunuz, ardından uçaktan indikten sonra üzerinde SuperShuttle yazılı çalışanları bulup 'ben geldim' diyorsunuz, onlar da check-in’inizi yapıp telefonunuza kaç numaralı Shuttle’a atandığınızın bilgisini yolluyor, siz de kapının önüne çıkıp bekliyorsunuz. Oldukça kolay ve taksiden çok daha ucuz.

San Marino

Dediğim gibi şehir çok büyük bir alana yayılmış olduğu için gidilmesi, görülmesi gereken yerler de çok dağınık. Dağınık olmanın yanı sıra yapacak çok şey var. O nedenle trafiği, mesafeleri ve yapılacaklar listenizin maddelerini göz önünde bulundurarak planlayın tatilinizi, sonra ‘Ay şuraya gidemedim, onu yapamadım, bunu yiyemedim.’ diye ağlamayın.

Bu arada burada hava hep günlük güneşlik. Ocak ayında 30 dereceyi gördüğümüz oldu, çok çok ender 15 derecenin altına düşüyor. Bavulunuzu ona göre hazırlayın.

 

En iyisi artık listelere geçelim, yoksa ben susamayacağım.

Görülecek Yerler

Griffith Observatory - Bence hiç zaman kaybetmeden ilk iş elinize bir LA haritası alıp buraya gidin, şehri tepeden görüp büyüklüğünü idrak edip iyice anlamaya çalışın. Ünlü Hollywood yazısı önünde de ilk fotoğrafınızı çektirmiş olun. Buranın ayrıca park kısmı da var, zamanınız varsa yürüyebilirsiniz.

Griffith Observatory Pano

HollywoodHollywood Walk of Fame - Burası LA'in Times Square'i, yani en turistik bölgesi. Kalabalıktan fenalık geliyor insana, ama tabii görmek lazım. Haftaiçi giderseniz nispeten daha az kalabalık olur. Yerler Hollywood ünlülerinin yıldızları, el izleriyle dolu. Oscar'ların düzenlendiği Dolby Theater'ı, TCL Chinese ve Egyptian Theater'ı da bu caddede görebilirsiniz.

Dolby TheaterTCL-Chinese TheaterWalk of Fame

Santa Monica Beach/Pier & 3rd Street Promenade - Filmlerden aşina olduğunuz dönme dolabın olduğu, etrafında sörfçülerin 'yeme de yanında yat' vücutlarıyla cirit attığı ve tabii dalgalarla seviştiği sahil burası. Santa Monica emlak değeri açısından Beverly Hills'ten sonraki 2. pahalı bölge. 3rd Street Promenade ise, sahile yürüme mesafesinde trafiğe kapalı, alışveriş yapabileceğiniz sevimli bir sokak.

Santa Monica Beach

Santa Monica Pier

Venice Beach & Venice Canals & Abbott Kinney -

Venice BeachVenice benim her seferinde kendimi film setinde gibi hissettiğim, her türlü absürtlüğün normal karşılandığı, evsizlere, kaykaycılara, sörfçülere ve diğer herkese kucak açan tamamen özgür, rahat ve çılgın bir dünya. Bahsettiğim daha çok sahil kısmı. Biraz içeriye gidip Abbott Kinney'e vardığınızda ise yine rahat ama oldukça lüks bir manzarayla karşılaşıyorsunuz. Burada hiç duymadığınız markaların mağazalarına rastlamanız mümkün. Ben burayı çok seviyorum, çünkü Beverly Hills'in ya da Santa Monica'nın daha sıradan alışveriş yerlerinin aksine burada eklektik bir ruh hakim.

Venice Beach Venice Beach Skateboarding

Malibu - Malibu diyince içim hopluyor, gözlerim gülüyor, bir haller oluyor bana. Nedendir bilinmez bir bağ var aramızda. Gidin görün, bana anlattırmayın, yoksa objektif bilgi alamayacaksınız. Ne zaman olursa olsun trafik olacağını hesaba katmayı unutmayın. Gün batımında mutlaka orada olacak şekilde yola çıkın. Nobu'da içkinizi yudumlayıp olağanüstü gün batımını seyrederken bana yollayacağınız iyi dileklerinizi şimdiden kabul ediyorum!

Malibu Sunset Malibu Sunset

Marina Del ReyMarina Del Rey - Yine başka bir sahil. Diğerlerinden farklı olarak burada adından da anlayacağınız üzere bir marina var. Ayrıca burası Venice ve Santa Monica'ya göre her zaman biraz daha sakin oluyor. Bilginize.

Marina Del Rey

Hermosa Beach & Manhattan Beach - Bu saydıklarımın hepsini gördünüz, hala okyanusa kuma doymadınız, fazladan da gününüz kaldı e gidin görün bari.

The Grove & Farmer’s Market - The Grove, buranın en ünlü açık alışveriş merkezi, yanında da hem pazar alışverişi yapabileceğiniz hem de istediğiniz çeşit yemek yiyebileceğiniz Farmer's Market var.

Beverly HillsBeverly Hills & Rodeo Drive & The Witch's House - LA'in en süslü, filmlerden, dizilerden en çok duyduğunuz bölgesi. Rodeo Drive da buranın 5th Avenue'su diyelim. Kişisel olarak Beverly Hills'i sadece çok yeşil olduğu için seviyorum, lüks-ihtişam kısmı biraz sıkıcı geliyor, açıkçası. Ama tabii ki birçok iyi restaurant bu bölgede bulunduğu için de hakkını yememek lazım. The Witch's House (Diğer adıyla, Spadena) ise birçok turistin bihaber olduğu, masal kitabından Beverly Hills'in ortasına düşmüş 'Cadı Evi' görünümlü özel bir konut. Aslında 1920'lerde Willat Studios tarafından yapılmış, hatta Hansel ve Gretel burada çekilmiş. Daha sonra şimdiki sahibi tarafından alınıp ev olarak kullanılmaya başlanmış. Mutlaka arabayla geçerken önünde durun. Adres: 516 Walden Dr, Beverly Hills, CA 90210

İlginizi çektiyse buradan daha ayrıntılı bilgiye ulaşabilirsiniz.

The Witch's House

Hollywood Forever Cemetery - Burası LA'in en eski mezarlıklarından, dolayısıyla da birçok tarihi önemli ismin şimdiki ikametgah adresi. Ama bildiğimiz mezarlıklardan değil, birçok organizasyona ev sahipliği yapıyor. Eğlence dünyasının duayenleri yattıkları yerde sıkılmasın diye olsa gerek. Marilyn Monroe'yu merak ediyorsanız o Westwood Memorial Park'ta, yanındaki mezar da yanlış hatırlamıyorsam eBay açık artırmasında $4.5 milyon dolara satılmıştı. Michael Jackson ve Elizabeth Taylor ise Forest Lawn Glendale'da. Yani mezarlık gezecekseniz Westwood Memorial Park ve Forest Lawn Glendale'i de göz önünde bulundurabilirsiniz.

Hollywood Farmer's MarketHollywood Farmer’s Market - Her pazar sabah 8 öğlen 1 arası açık, bildiğimiz pazar yeri. Ama Kaliforniya'lı çiftçilerin kendi üretimi hiç görmediğiniz meyve ve sebzelerle tanışacaksınız, hem de çok eğlenceli bir atmosfer, o yüzden gidin.

Hollywood Farmer's Market        Hollywood Farmer's Market Hollywood Farmer's Market

Bearded Lady VintageMelrose Avenue - Burası benim alışveriş yapmayı en çok sevdiğim yerlerden. Her taraf değişik değişik mağazalarla dolu. Bir sürü de 2. el'ci var. Hem de öyle naftalin kokululardan değil, Jimmy Choo, Marc Jacobs, DVF vs. bulabildiklerinizden. Kişisel favorim, Wasteland.

Burbank – Yine vintage alışverişi için doğru bir adres, aynı zamanda yılın her ayı açık olan Halloween mağazaları var, mutlaka uğrayın. Benim favori mağazam ise, Bearded Lady Vintage.

Bearded Lady Vintage Bearded Lady Vintage

Universal StudiosDisneyland & Six Flags - Bu üçü için açıklama yapmayı gereksiz buluyorum. Tıklarsanız sayfalarına yönlendirileceksiniz. Tek önerim haftaiçi gitmeniz.

Walt Disney Concert Hall - Burası Los Angeles Filarmoni Orkestrası'nın üssü. Herhangi bir konsere gidemeseniz bile mimari açıdan ilginizi çekeceğini düşünüyorum. Gidip görün mutlaka.

Walt Disney Concert Hall

Watts Tower - Simon Rodia State Historic Park'ta bulunan uzun kule şeklinde Italyan-Amerikan sanatını temsil eden mimari yapılar. Mimariye ilginiz varsa görmek isteyebilirsiniz.

Watts Tower

La Brea Tar Pits - Her tarafından petrol fışkıran bir park. Ayrıca dinozor ve binlerce yıl önceden kalma canlıların fosilleri bulunuyor.

Getty VillaRunyon Canyon Park - Santa Monica dağları üzerinde herkesin sözde hiking'e, aslında görünmeye, bakınmaya gittiği bir park. Gitmeyeni dövüyorlar. Şehre tepeden bakmak, biraz da kalori yakmak, üstüne de bir iki ünlü görmek istiyorsanız, önden buyurun.

Getty Villa - Antik Yunan, Roma, Etrurya eserlerinin sergilendiği müze ve eğitim merkezi.

 

LA Live & Dodger Stadium & Staples Center - Katy Perry, Lady Gaga konserleri veya Lakers, Dodgers maçları gibi biletleri aylar önce tükenen aktiviteler için bu üçlünün takvimlerini şimdiden kontrol edebilirsiniz.

Şarap tadımı

Şarap tadımı - Buraya kadar gelip Kaliforniya şaraplarını tatmamak olmaz. Hem kuzeye hem güneye doğru bir sürü şaraphane var. Temecula bunlardan en yakını, 1 saatlik mesafede. 3 duraklık bir yol çizmek isterseniz benim önerilerim Hart Winery, Ponte Winery ve Bel Vino Winery olur. Ortalama fiyat 4 farklı çeşit için $20-25.

Winery

Huntington Garden and Library - İçinde hem sanat koleksiyonlarının sergilendiği kocaman bir malikanenin hem de botanik bahçelerin bulunduğu muazzam bir park. Lokasyon olarak sahile yakın tarafta kalıyorsanız biraz ters olabilir ama trafiksiz saatte çıkarsanız yarım saatte buradasınız. Bence denemeye değer.

Hastings Ranch Lights Festival - Bu sadece Noel zamanı geliyorsanız vereceğim bir öneri. Bu bölgedeki evlerin neredeyse tamamı bütün yıl Noel için hazırlanıyor, Noel zamanında da her taraf şıkır şıkır ışıklarla festival alanına dönüşüyor.

Hastings Ranch Lights Festival Hastings Ranch Lights Festival Hastings Ranch Lights Festival Hastings Ranch Lights Festival

Yapılacak Sanat İçerikli Aktiviteler

LACMA - Buranın en ünlü müzesi. Gelip LACMA'ya gitmeden dönerseniz LA'e geldim diyemezsiniz, gülerler. La Brea Tar Pits'le çok yakınlar, ikisini aynı güne koyduğunuza emin olun. Bu arada LACMA'nın önünde genelde gurme food-truck'lar duruyor. Mutlaka gözünüze ya da burnunuza kestirdiğinizi deneyin, pişman olmazsınız.

Pantages Theatre – Phantom of the Opera, Wicked, Newsies gibi ünlü müzikalleri, Broadway show'larını izleyebileceğiniz Hollywood'daki tiyatro. Gelmeden önce biletinizi ayırtın, çok hızlı tükeniyor, benden söylemesi.

Zombie Joe's Underground TheaterZombie Joe’s Underground Theater - Burası her yerde duyabileceğiniz, görebileceğiniz bir tiyatro değil. Underground, küçük bir alanda kanlı, korkunç veya cinsel içerikli çok enteresan oyunlar izleyebileceğiniz bir sahne. Yeri North Hollywood'da, her hafta en az 2-3 show oluyor. Saatleri 7, 8 ve 11 olarak değişiyor. Sahnede ablam Elif Savaş Felsen'i görürseniz şaşırmayın! Not: Herkese uygun olmayabilir.

Zombie Joe's Underground Theater

ZJU

homeLAhomeLA - homeLA, organizasyonları genel olarak üç ayda bir gerçekleşen, dansların bulunduğu evin mimarisine özel olarak yaratıldığı deneysel modern dans platformu. Şuanda danışmanlık verdiğim markalardan biri olması nedeniyle de benim için çok özel. Türkiye'de böyle bir deneyim yaşamadığınıza eminim, o nedenle eğer LA'de bulunduğunuz dönemde bir organizasyon varsa mutlaka katılın, derim. Websitesinden en yakın organizasyon tarihini görebilirsiniz. Biletler $15.

homeLAhomeLA homeLA

Santa Monica Cultural Affairs - Santa Monica'da gerçekleşen sanat yürüyüşleri, sergi açılışları vs. ile ilgili takvime ulaşmak için üşenmeyin, tıklayın.

Barnsdall Art Park - İçerisindeki yapıda sanat atölyelerinin, sergi alanlarının bulunduğu, aynı zamanda şarap tadımlarının yapıldığı şehrin göbeğindeki yemyeşil ve huzurlu park. Özellikle dolunay zamanı akşam gitmenizi öneririm.

MOCA 3 farklı lokasyonda bulunan LA'in en önemli modern sanat müzesi.

Art Walk- Downtown'da her ayın 2. perşembesi gerçekleşen sanat yürüyüşü. Tarihi tiyatroların içine girip kendinizi kaybetmeniz serbest.

Historical Los Angeles Theater Historical Los Angeles Theater

Ayrıca Korean Spa adı altında Türk Hamamı replikasına gitmek isterseniz:

Olympic Spa - Koreatown

Wi Spa - Westlake

Vegas’a gitmeden kumar oynamak isterseniz:

Hustler Casino – Redondo Beach/Gardena

Son olarak uzun uzun kalıyor ve LA dışını da görmek istiyorsanız olası rotalar:

Santa Barbara

San Diego

Las Vegas & Calico Ghost Town (Bunun için ayrıca bir yazı geliyor.)

Palm Springs

San Francisco

Grand Canyon

Restaurant ve bar önerilerini tabii ki atlamadım. Sayıları 100’ü geçtiği için onları bir sonraki yazıya sakladım ki daha çok ayrıntı verebileyim, siz de boğulmayın. Birkaç güne geliyor.

Artık LA’den başka hiçbir yerde yaşayamam gibi geliyor. Havanın güzelliğinden midir nedir bilinmez herkes hep mutlu, hep rahat. Amerika’da en çok farklı ırktan insanın yaşadığı yer burası, herkes son derece özgür bir o kadar da saygılı. Ben bu şehri çok seviyorum, eminim siz de seveceksiniz. Sorularınız ya da yardıma ihtiyacınız olursa bir mail ötenizdeyim. Güneşe, okyanusa, huzura doymaya hazır olun, haydi gelin çok eğlenin, sonra da bana anlatın!

Malibu