COLORADO'DA KAYAK

Temmuz ayında Ibiza'da başlayan aşk hikayem beni peşinden kıtalarca sürükledi ve bir kısmınızın bildiği üzere Şubat ayı itibariyle Chicago'ya taşındım. Aslına bakarsanız ABD-Türkiye arası yürütmek daha mı iyiydi, bilmem. Sonuçta ayda bir dünyanın başka bir yerinde buluşuyor, yeni şehirler keşfediyorduk. Ama yanlış anlamayın; tabii ki her sabah onun yanında uyanmak ayda bir başka ülkeye gitmekten çok daha önemli (mi gerçekten?!). Şaka bir yana burada keyfim çok yerinde. Şimdilik freelance çalışmanın verdiği rahatlık da var tabii ama büyük bir aksilik çıkmadığı sürece böyle devam eder diye düşünüyorum. Hava -20 civarı ama insan vücudu belli bir soğuktan sonrasını hissetmiyor mudur nedir, hiç üşümüyorum. Hatrım sorulmadan hatrımı anlattığım kısım bu kadar yeter herhalde, haydi yazının asıl kısmına geçelim.Tabii ki buraya geldim diye seyahate çıkmayacak değilim! Bundan sonra bir süre sadece ABD şehirlerinden yeni keşiflerimi aktarmaya çalışacağım. İlk durak, buralarda kışın kayak tatili dendiğinde akla ilk gelen yerlerden; Denver-Keystone-Vail, Colorodo üçlüsü. Benim ise hayatının en maceralı tatili dendiğinde aklıma ilk gelen yerler olacak. Bunun bir seyahat mi macera yazısı mı olduğuna siz karar verin! İşin aslı biz Denver'la Keystone'u hiç karıştırmayıp direkt Vail'e gidecektik. Ancak trafikteyken yakalandığımız kar fırtınası nedeniyle uçağımızı kaçırdık. Chicago'dan Vail'e en yakın Eagle Havaalanı'na ise günde sadece 1 uçak kalkıyor. Böylece o gün için direkt uçuş şansımızı kaybetmiş olduk.

Eagle hem çok küçük bir havaalanı hem de fiyatlar bölgeye en yakın alan olması nedeniyle çok daha yüksek. Zamandan kazanalım derken yüklü bir zarara uğramış olduk.

Sonuç olarak kaçırmak bizim hatamız olduğu ve 4 kişiyi son dakikada aynı uçağa yerleştirmek imkansız olduğu için ya yarın direkt Vail'e gidersiniz ya da bugün stand-by listesine alırız Denver'a gidersiniz, oradan araba kiralayıp geçersiniz dediler. Biz de herkes zaten işten izin aldığı için yarını beklemeyelim bugün gidelim, nolacak ki stand-by'da da olsa olsa 2 uçak bekleriz dedik. Nitekim 6 uçak gitti o gün Denver'a ve biz onların hiç birinde değildik; ama bavullarımız çok şanslıydı, ilk uçakla gitmeyi başardılar! Son uçağa da binemeyip, 12 saatimizi O'hare Havaalanı'nda periyodik sinir krizleri ardından sarhoşluklarla geçirdikten sonra ertesi sabah Denver'a uçurulacağımız sözüyle eve döndük.

Ertesi gün Vail'e direkt uçma şansımız vardı ama bavullarımız Denver'da olduğu için ilk uçakla oraya gitmek zorunda kaldık. Bavullarımıza kavuştuktan sonra hemen araba kiralamaya gittik. Denver Havaalanı çok büyük. Asıl çıkış kapısından çıktıktan sonra yolun hemen karşısında araba kiralama alanlarına götüren ücretsiz shuttle'lar bekliyor. Her firmanın shuttle'ı farklı. Hertz, Dollar.com, Thrifty vs. Biz en uygun fiyatlı olan Thrifty'i seçtik. 3 gün arabayı Denver'dan alıp, Eagle Havaalanı'na bırakma, vergiler ve sigorta dahil 5 kapılı bir Nissan sedan için 250 dolar ödedik. Tabii ki dağlara çıkacağımız, kar fırtınalarıyla uğraşacağımız için SUV kiralamamız çok daha mantıklıydı; ancak bütün SUV'ler kiralanmıştı, boşta sadece bir kaç sedan kalmıştı. Buna da razı olmak zorunda kalarak 4 kişi, 4 bavul, arabanın arka camından ön camına kadar uzanan snowboard ve kayak takımları nedeniyle birbirimizi bile göremeden çıktık yola. (Sakın navigasyonunuz olmadan çıkmayın.)

Öğlen olmuştu ve Vail'e 3-3.5 saat yolumuz vardı. Vardığımızda saat 4 olacaktı, teleskiler kapanacaktı ve o gün de kayamamış olacaktık, sadece 1 günümüz kalacaktı. O yüzden hiç değilse o gün de kayabilmek adına Denver'la Vail'in ortasındaki Keystone kayak merkezine gitmeye karar verdik. Hem daha erken varmış olacaktık, hem de burası gece kayağı ile ünlüydü. Akşam 8'e kadar 4-5 saat kayabilecektik. Böylece Keystone'a doğru sürmeye başladık; ancak tabii ki bu gezide hiç bir şeyin normal gitmesi beklenemezdi ve çılgın bir kar fırtınası başladı, araba kaydı, kara saplandı, en son snowboard'la kürek çalışması yapıyorduk. Şuan bunları yazarken gülüyorum ama gerçekten ağlanacak haldeydik.

Sonuç olarak Keystone'a sağ salim ulaştık, ancak giyinecek yerimiz olmadığı için arabada ve karda yolun ortasında giyindik.

Hemen gittik, olmayanlar kayaklarımızı kiraladık, ski-pass'lerimizi aldık, çıktık tepelere ve 2 günün adrenalinine adrenalin katmak için başladık kaymaya. Karanlıkta kaymak ilginç bir deneyim, tabii ki aydınlatmalar var ama yine de çok farklı yıldızlarla kaymak. Son turumuzu tamamladığımız anda başlayan havai fişek gösterisini lapa lapa kar eşliğinde izlemek bu kadar maceraya değdi diyebilirim. Bu arada hava Uludağ, Kartalkaya gibi değil; -20'ler civarı. O yüzden 10 kat giyinmekte fayda var, hem düşseniz de acımıyor!

Keystone yarım gün kayak ekipman kirası: 38 dolar Keystone yarım gün limitsiz ski-pass: 65 dolar

Günün sonunda yine zaman zaman yollarda kalıp, arabayı iterek de olsa Vail'de kalacağımız eve geldik.

Vail, Amerika jet-setinin kışları favori yeriymiş. O yüzden burada fiyatlar oldukça yüksek. Hem otel/chalet hem de kayak kirası/ski-pass'ler için.

Vail Village yarım gün kayak ekipman kirası: 45 dolar Vail Village tam gün kayak ekipman kirası: 60 dolar Vail Village yarım gün limitsiz ski-pass: 110 dolar Vail Village tam gün limitsiz ski-pass: 160 dolar

Vail, minik bir köy. Ama Amerika'da değil de Avrupa'daymışsınız hissi veriyor. Çok çok sevimli. Bir sürü mağaza, cafe, restaurant var. Hala Christmas havası hakim. Herkes elinde kayakları, kızakları birbirine yardım edip gülümseyerek geziyor. Türkiye'deki gibi orada görünmeliyim mutlaka diyerek değil, gerçekten spor yapıp, güzel yemekler yiyip, kaliteli zaman geçirmek için geliyor insanlar.

Bir gece yemeğe çıkabildik. Ama üç geceye değdi diyebilirim. Restaurantın adı: Matsuhisa Vail. Ünlü Japon aşçı Nobu Matsuhisa'nın 20 restoranından biri. New York Nobu'yu çoğunuz duymuşsunuzdur, o da Matsuhisa'nın. Japon mutfağını Güney Amerika mutfağı malzemeleriyle yorumluyor. Tek kelimeyle nefisti! Şarap menüsü ansiklopedi olarak da kullanılabilir. 2 hafta öncesinden rezervasyon yaptırmakta fayda var.

Benim favorilerim:  Lobster Shiitake Salad with Spicy Lemon Dressing Broiled Black Cod with Miso Scallops with Wasabi Pepper or Spicy Garlic Sauce ve tüm Roll'lar

Kişi başı 90-100 dolar.

Ne yazık ki restaurant olarak başka öneri veremiyorum. Bunu verebildiğime bile şükrediyorum. Buradan sonra Red Lion diye bir bara gittik. Orası da kendi halinde, Pazar akşamı olmasına rağmen kalabalık, herkesin canlı müziğe eşlik edip içkisini yudumladığı şeker bir bar.

Bunların dışında Vail içinde ulaşımınızı sağlamak isterseniz saat başı ücretsiz shuttle'lar var, ama mutlaka sizin durağınızdan geçtiği saati kontrol edin. Çünkü köyün merkezinin dışındaki hiç bir yerde aydınlatma yok, kapkaranlık, karla kaplı ve buz gibi.

Bu maceralı, kısa ama güzel gezinin sonunda eve dönüş...

Chicago'da yeni keşfettiğim yerlerle ilgili ayrıntılar vermeye devam edeceğim.

Bir sonraki yazıya kadar seyahatle kalın!