ŞOK

İlk konumuz, reklamcılıkta en sevdiğim alan olan 'şok reklamcılık' olacak. Bu konu beni hep çok heyecanlandırır, ama nedense Türkiye'de bunun üstüne çok gidilmez ve konuşulmaz. Hakkında hazırladığım rapor da hazır tazeyken atlamadan hemen paylaşayım dedim.

Şok reklamın tanımını merak edenlere; tüketiciyi sosyal normlara ve kişisel fikirlere karşı gelerek, bilinçli şekilde irkilten, şaşırtan hatta rencide eden reklamlara verilen addır. Yani sıkıcı tanımı geçersek; bize 'Oha, yok artık!', 'Abi, şu reklamı gördün mü? Abartmışlar.' dedirten, dedirterek de amaçlarına ulaşan çarpıcı reklamlardır.
Daha fazla uzatmadan örneklerine geçelim de size 'Oha!' dedirtip rahatlayayım.
Bu ilk ikisinde pek birşey yok gibi görünse de 80'lerde Calvin Klein'ın 14 (Brooke Shields) ve 17 (Kate Moss) yaşında genç kadın kullanımı oldukça tartışmaya yol açmış.
(Aşağı doğru çok daha dikkatinizi çekmeye başlayacağına eminim.)
 
 
 
 
Calvin Klein ile beraber Benetton da şok reklam akımına girmiş ve hala devam ediyor.
Tom Ford bugünlerin en iddialı ismi ve markası denebilir.
Ve tabi ki D&G şehveti.

Şimdi markalardan çıkıp en sevdiğim, sosyal mesaj verme kısmına geliyoruz.

'Hız yapmayın!'

      

'Gümüş kaşıksız' doğanlar.
'Sağlığınız sizin ellerinizde.'
En çarpıcı bulduğum konu, AIDS. Belki bunları gördükten sonra seksten soğudunuz ama soğumayın, korunun yeter!

Çünkü;

Unutmayın. Kendinize dikkat edin!

Gördüğünüz gibi birkaç marka dışında şok reklamcılığın ağırlıklı ana kullanıcıları kar amacı olmayan vakıf ve dernek gibi sosyal topluluklar. Kullanımı etik midir, değil midir siz karar verin; ama bana kalırsa işe yarıyor!