Kız Kıza Hawaii

Yok efendim, Hawaii’ye illa sevgiliyle gidilirmiş, balayına gidilirmiş, romantizme gidilirmiş... Hiiiç gelemem böyle klişelere. Geçtiğimiz Temmuz ayında planını bir ay öncesinden yaparak iki kız gittik Hawaii’ye, sonuna kadar da hakkını vererek döndük. Oooh yandan yandan! Amaç yeni yerler keşfetmek, maceraya atılmak ve bunlardan haz alıp ruhunu doyurmaksa, kafasının uyduğu kişiyle kafasının estiği yere gidebilmeli insan...

Diğer seyahatlerimden farklı olarak ilk defa bu kadar plansız çıktım yola. Çok yoğun bir dönemden geçiyordum ve ‘yapılacaklar listesi’ çıkaracak vaktim olmadı açıkçası, ama ilk defa da bunun için stres olmadım. Çünkü zaten amaç stresten arınıp dinlendirici bir tatil yapmaktı. Bir kere de akışına bırakınca n’oluyor görmüş olurum dedim. İyi ki de dedim. Size de tavsiyem bu yazı gibi birkaç yazı okuyup azıcık fikir edinip gitmeniz, sonrasında tüm taşlar kendiliğinden yerine oturuyor zaten.

İlk olarak ne yapılır?

Hawaii seyahatine çıkmaya karar verdiğiniz an yapmanız gereken ilk 2 şey; hangi adaya ya da adalara gideceğinizi belirlemek ve hava koşullarını göz önünde bulundurarak en doğru zamanı seçmek. (Tabii hepsinden önemlisi, eğer Türkiye’den geliyorsanız Amerika vizesi almak.)

Hawaii nasıl bir yer?

Su altı volkanlarından çıkan lavların katılaşmasıyla oluşan Hawaii, Amerika’nın 18 adacıktan oluşan tek ada eyaleti. Bu 18 adanın 8 tanesi ana ada olarak kabul ediliyor; Kauai, Oahu, Molokai, Lanai, Maui ve Hawaii/Big Island. Tropik iklimin volkan oluşumlarıyla bir araya gelmesine bağlı olarak Hawaii’de dünyanın başka hiçbir yerinde göremeyeceğiniz bitki ve hayvanlarla tanışmanız muhtemel.

Ne zaman gidilir?

Hava koşullarına baktığımızda; sıcaklık, tüm yıl boyunca ortalama 16-27 derece arasında seyrederken, yağış neredeyse tüm yıl boyunca sürüyor. Ama gözünüz korkmasın, bir anda çılgınlar gibi yağıyor sonra bir anda günlük güneşlik oluyor. Bazen birkaç dakika bazen birkaç saat sürebiliyor. Yine de geneline baktığımızda yaz dönemi daha kuru ve güneşli, ama unutmayın oldukça da sıcak –ve kalabalık, Kasım-Mart arası dönem ise en yağışlı. Eğer daha düşük fiyatlar, daha az kalabalık ve neşeli hava istiyorsanız Eylül, Ekim, Nisan ve Mayıs ideal aylar.

Hangi adalara gitmek gerek?

Biz sağdan soldan okuduklarımız ve duyduklarımıza dayanarak başlangıç olarak 2 ada görmeye karar verdik. Biri başkent Honolulu’nun bulunduğu daha şehir şehir olan Oahu, diğeri ise tam bir balayı destinasyonu olarak bilinen hayallerdeki egzotik Hawaii görüntüsünü yansıtan Maui. Ben doğru bir seçim yaptığımızı düşünüyorum ama yine de bu link’ten her adayla ilgili kabaca bilgi edinip öyle karar vermeniz daha doğru olabilir. Tek söyleyeceğim; sadece Oahu’yu görürseniz Hawaii’yi tam anlamıyla görmüş sayılmazsınız.

Bizim programımız toplamda 5 gece 6 gündü. İlk 2 gece Oahu, sonraki 2 gece Maui, son gece ise tekrar Oahu. Her yeri illa görmem lazım diye tutturmayıp rahat rahat takılırım derseniz yorucu olmaz, ama gitmişken her köşesini göreyim diyorsanız ve zamanınız da kısıtlıysa tek adada kalmak daha mantıklı olur.

Nasıl gidilir?

Şehirlerle ilgili detaylı bilgiye geçmeden önce uçak bilet fiyatlarından bahsedecek olursak, Los Angeles-Oahu(Honolulu) Temmuz ayı ortalama fiyatı gidiş-dönüş $550-$700 arası diyebiliriz. 1 ay öncesinden alınan bilet fiyatı tabii bu, daha öncesinden alırsanız daha ucuz olabilir. NYC’den de direkt uçuş varmış, aklınızda olsun. En uygun havayolları ise; American, Hawaiian ve Allegiant Airlines. Bu arada Allegiant Air koltuk seçiminden, carry-on’a kadar herşeyi ücretlendiriyor, şimdiden söyleyeyim. Oahu-Maui gidiş-dönüş fiyatı ise $145-$200 arası. Bunun için en uygun 2 havayolu; yine Hawaiian ve Island Air. İkisinin de çok sık uçuşu bulunuyor, saat seçimi çok esnek yani.

[video width="720" height="1280" m4v="http://www.eylulsavas.com/wp-content/uploads/2016/01/IMG_5512.m4v"][/video]

Hazır ulaşımdan bahsetmişken hemen şunu da belirteyim; Oahu için de Maui için de araba kiralarsanız çok rahat edersiniz. Oahu’da arabasız bir şekilde zor da olsa çözümleyebilirsiniz ama özellikle Maui’de eğer otelde tıkılıp kalmak istemiyorsanız araba kiralamak şart.

[video width="720" height="1280" m4v="http://www.eylulsavas.com/wp-content/uploads/2016/01/IMG_5536.m4v"][/video]

Gelelim detaylara...

Oahu’da nerede kalınır?

Waikiki’de veya Waikiki’ye yakın/yürüme mesafesinde bütçenize hangi otel uygunsa orada. En merkezi yer bu bölge.

Gündüz plaja akşam da tüm barlara yürüyerek gidebilmek önemli. Taksi fiyatları uçmuş halde. Doğru düzgün kalınabilecek otellerin gecelik fiyatı ortalama $150’den başlıyor. Düşük fiyatlı olsun, yürürüm ben diyorsanız Ambassador olabilir, yok gitmişken güzeli olsun, sahilde olsun diyorsanız Sheraton ya da Moana Surfrider olabilir. Sheraton’un Infinity Pool’u oldukça keyifli.

Oahu’da ne yapılır?

Oahu, popülasyonun en yüksek olduğu en çok hareketin olduğu ada. Obama’nın doğduğu yer. Pearl Harbor ve çokça duyduğumuz şu ünlü plaj Waikiki de burada. İşin aslı eğer Miami’yi gördüyseniz, Miami’nin South Beach’i ne ise Oahu’nun Waikiki’si de o. O yüzden bizi çok açmadı açıkçası. Hem çok kalabalık hem de yüksek yüksek binaların önünde yatmak egzotik ada seyahati demek değil, bana kalırsa. Ama eğer sörf yapıyorsanız, dalgalarıyla, kiralık board alternatifleri, ders alma şansıyla sizin için ideal bir bölge olabilir.

-Waikiki’de sörf yapılır,

-Lanikai’de beyaz kumlara yatıp güneşlenilir,

 

-Diamond Head’de hiking’e çıkılır,

-Pearl Harbor’da tarih dersi alınır,

-Hanauma’da su kaplumbağalarıyla yüzülür,

-İki de bir arabadan inilip manzara seyredilir,

-Her yerde Mai Tai içilir, shaved ice yenir, Hula dansı izlenir.

-Foodtruck’lardan bolca balık ve deniz ürünü yenir,

-Moana Surfrider/Beach Bar’da ya da Duke’s’ta akşamüstü kokteyli içilir,

-Sheraton/Rumfire’da akşam yemeği yenir, afterparty’e kalınır sonrasında da yolun karşı tarafında kalabalık neredeyse oraya gidilir. (Kızlara not: Oahu’da ordu üssü olduğu için, yüzlerce, denizci, havacı asker var etrafta. Çoğu da ‘yeme de yanında yat’ cinsinden. Hafta sonu geceleri hepsi Waikiki’deki barlara akın ediyor. Demedi demeyin. Gidince teşekkür mesajlarınızı bekliyorum.)

-Düğün fotoğrafçısı Patrick Davis’le arkadaş olunur, bolca fotoğraflarınız çekilir. (Samimi söylüyorum, profesyonel bir fotoğrafçı isterseniz Patrick’le ister buradan isterseniz benim aracılığımla iletişime geçebilirsiniz. İnanılmaz şeker bir adam. Aynı zamanda adaya çok hakim, bolca bilgi alabilirsiniz. Çok isterseniz, sizi tura bile çıkartır! Benden söylemesi...)

Maui’de nerede kalınır?

Maui’de otel seçimi Oahu’dan daha önemli. Çünkü burada sosyal hayat pek yok. Ya dışarıda doğanın içinde veya uçsuz bucaksız sularda kayboluyorsunuz ya da oteldesiniz. Four Seasons, Fairmont gibi geceliği $600’dan başlayan pahalı oteller genel olarak Wailea Bölgesi’nde, Sheraton, Hyatt gibi $250-$300’dan başlayan oteller Lahaina Bölgesi’nde, Maui Seaside, Maui Beach gibi zincir olmayan daha ucuz lokal oteller ise $150-$200’den başlayan fiyatlarla adanın ortasındaki Kahului Bölgesi’nde yer alıyor. Tabii ki yine bütçe meselesi... Eğer balayında değilseniz, daha ucuz otellerden birinde kalıp günübirlik lüks otellere gitmek de bir alternatif olabilir.

Maui’de ne yapılır?

Evet, burada bekar insana rastlamak pek mümkün değil. Ama öyle özel bir yerdesiniz ki hiçbir şey umurunuzda olmuyor. Dünyanın birçok yerini görme şansı yakalamış bir insan olarak henüz Maui kadar güzel bir başka yer görmediğimi söyleyebilirim. Kelimelerin anlamını yitirdiği, insanın hayatı sorguladığı, doğanın ne kadar üstün olduğunu kanıtlayan rüya gibi bir yer.

-Haleakala’nın en tepesinde gündoğumu izlenir,

-Lahaina’da Banyan Trees Park’da yürüyüşe çıkılır,

-Kaanapali Beach’te güneş içinize işlesin diye iyice yayılınır,

-Molokini’de snorkelle dalış yapılır,

-Balina izleme turuna çıkılır,

-Four Seasons’da infinity pool’un içindeki barda akşamüstü kokteyli içilir,

-Hana’ya doğru arabayla uzun bir yolculuğa çıkılır, manzara karşısında nefesiniz kesilir,

[video width="1280" height="720" m4v="http://www.eylulsavas.com/wp-content/uploads/2016/01/IMG_5562.m4v"][/video]

-Waianapanapa State Park’ta siyah kumlu plajda yatılır, palmiye ağaçlarının tepelerine çıkılır, gizli mağaralar keşfedilir,

-Haleakala National Park’ta saklı büyüklü küçüklü şelalelerin (Seven Sacred Pools/Pools of Oheo) altına girilir, Pipiwai Trail’de hiking yapılır,

-Yakalanan her fırsatta sörf yapılır, yüzülür, yüzülür, yüzülür...

Yine bitti işte. Hem de bu en güzeliydi. Sıra sizde. Hadi gidin biraz da siz anlatın, benim de içim gitsin. Bir sonraki yazıya kadar seyahatle kalın!