Biraz Ibiza, Biraz Roma

Mevsimlerden yaz. Hayattan sıkılınmış. İstanbul zaten tüketilmiş. Kaçış lazım. E tatil, her şeyin ilacı. Biraz (!) eğlenmek isteyen iki bekar kız nereye gitmeli? Tabii ki İbiza'ya! Biz, bu kararı birkaç ay önce aldık ve tabii ki bendeniz saniyesinde gidiş, kalış, eğlence ve akla gelen bilumum konu hakkında araştırmaya başladım. Bundan sonra gidecekler için de benim kadar uğraşıp yorulmasınlar, azıcık yardımım dokunsun diye küçük çaplı bir rehber hazırlayayım istedim.Çarşamba günü döndüğüm İbiza tatilimden izlenimlere ulaşım ayrıntılarıyla başlayalım.

İbiza'nın en yüksek sezonu Temmuz ve Ağustos olurmuş, çoğu Akdeniz bölgesinde olduğu gibi. Bu yüzden de tahmin edersiniz ki tüm fiyatlar normalin çok üstünde. İbiza'ya bizim ülkemizden doğrudan uçuş yok. Konuştuğum acenteler, okuduğum bloglar, araştırdığım çoğu internet sitesi ise Madrid ve Barcelona aktarmalı uçuşları önerdi. Barcelona'ya ikimiz de gittiğimiz için Madrid'de de 2 gün kalıp İbiza'ya geçmenin uygun olacağına karar verdik. Ancak ardından bir baktık ki; uçuş fiyatları Madrid için de Barcelona için de bizden çok önce uçuşa geçmiş, New York bilet fiyatlarını yakalamış!

Turdan faydalanmak daha ucuza malolabilir mi diye düşünerek tanıdığım bir şirketi aradım. Ve yetkili kişi tüm samimiyetiyle; 'Gitmeyin, bu parayla sizi Maldivler'e ya da Cape Town'a yollayalım.' dedi. Tabii ki tanıdığım Eylül eğer bir karar verdiyse bundan dönemezdi; ancak göz göre göre bu kadar kazık da yiyemezdi. Bunun üzerine bir gece 4 saat boyunca oturup, Avrupa'nın çeşitli şehirlerinden İbiza'ya uçak bileti araştırmaya başladım. Ve gecenin sonunda yaptığım çok sayıdaki kombinasyonlarla ben kazandım, Madrid'in yarı fiyatına Roma bileti buldum. THY ile İstanbul'dan Roma, aynı gün Alitalia ile  Roma'dan İbiza, 4 gün sonra Alitalia ile İbiza'dan Roma ve Roma'da 2 gün kalıp oradan yine THY ile İstanbul. İşte harika program!

Yani size önerim, bu mevsimlerde İspanya aktarmaları pek makul fiyatlarla olmadığından, Avrupa'nın başka şehirlerini göz önünde bulundurmanız. Bir başka önerim ise, benim yapamadığım ama içimde kalan Valencia'da 30 Ağustos'taki Domates Festivali'ne katılıp oradan geçmeniz. Deniz ulaşımı da hava ulaşımı da var. Evet, yine çok pahalı; ama hiç değilse önemli, değişik bir festival olduğu için değer.

Gelelim Balearic Takım Adaları'nın 3. büyük adası, İbiza'da konaklama kısmına. (Balearic Takım Adaları 4 adadan oluşuyor; Mallorca, Minorca, İbiza ve Formentera) İbiza Adası esas olarak 3 şehirden oluşuyor; İbiza Town (d'Eivissa), Sant Antoni de Portmany ve Santa Eularia des Riu. Konaklamak için ise en ideal bölge, bizim de konakladığımız İbiza Town yani d'Eivissa. Çünkü genel olarak adanın en ünlü plaj ve gece kulüplerine en yakın yer burası. Biz ise bu bölgenin Figueretas kısmında kaldık, ulaşımla ilgili anlatacağım kısımlar da buraya göre olacak, o nedenle. İbiza'da tek bir havaalanı var.

Buradan bizim gittiğimiz bölgeye taksiyle 10 dakikada 15 Euro'ya, 10 ya da 14 numaralı otobüs ile ise 15 dakikada 3.50 Euro'ya gidilebiliyor.

Bundan sonraki kısmını hap gibi okuyabilmeniz için kulüpler, beach'ler ve yapılması gereken-gerekmeyenler olarak maddelemeye çalışacağım.

Gece hayatı

Hepimizin az çok bildiği gibi; İbiza, elektornik müzik ağırlıklı gece hayatı turizmi ile ünlü. Bu nedenle kaldığımız 4 gecenin en az  3'ünde kulübe gitmemek olmazdı. Ben de hemen en hitlerin listesini çıkardım tabii ki, böylece gitmeden önce aşağı yukarı bütün programımız da belli olmuştu. 2 gece kulübü biletimizi almıştık bile; Amnesia'da Paul van Dyk, Pacha'da Martin Solveig.

Öncelik vermek gereken kulüpler sırasına göre:

Space
İlk gittiğimiz gece Enter diye bir parti vardı, ancak biz önceden Amnesia biletimizi aldığımız için gidemedik. Çok iyi olduğunu duyduk. Hala üzülüyorum. Merkeze yakın, havaalanına çok yakın. Playa de'n Bossa'da.

 

Ushuaia Hem otel, hem beach, hem kulüp. En kaliteli ama muhtemelen de en pahalısı. Daha çok havuz partileriyle ünlü. Biz oradayken Pharell çıktı. Merkeze yakın. Playa de'n Bossa'da. Odaların balkonundaki hot tub'larda gün doğumu izlemek de tahmin edersiniz ki başka bir güzeldi.

Pacha

Hiç İbiza'ya gidip de Pacha'ya gitmeyen duymadım. En eskisi, en ünlüsü, insan profili de oldukça iyi. Biz oradayken Martin Solveig çıktı. Merkeze yakın, liman bölgesinde.

Amnesia

Dünyanın en büyük gece kulüplerinden. Gittiğimiz gece izdiham vardı, ne kadar iyi olduğuyla ilgili algı problemi yaşamış olabilirim ama ortalama diyeceğim. Genel olarak bütün erkekler üstsüzdü, bu kısım dünyanın en iyi vücutlu erkeklerinin toplandığı yerde olduğu için ortalamanın çok üstünde :o) Demem o ki ortam, sıcak ve ıslak! Merkezden uzak, adanın ortasında gibi, ama yine de 15-20 dakikadan fazla sürmüyor. Yaş ortalaması diğerlerinden düşüktü.

 

Privilege

Guinness Rekorlar Kitabı'na göre dünyanın en büyük gece kulübüymüş. Bence en kötüsüydü. Belki gittiğimiz gece ile alakası vardır bilmiyorum. Kemer Aura'yı bilenler beni daha iyi anlayacaktır, o profilden insanların olduğu bir kulüptü. Ama sahne show'ları muazzamdı. Amnesia ile çok yakınlar. Merkezden uzak, adanın ortasında gibi, ama yine de 15-20 dakikadan fazla sürmüyor.

Eden

Es Paradis Bu ikisine gitmedik, pek bir bilgim de yok açıkçası. 5 geceden fazla kalacaksanız deneyin, yoksa boşverin. Fiyatlara gelecek olursak girişler bilinen bir DJ varsa ki genelde oluyor, ortalama 50 Euro, VIP için ekstra 100 Euro daha. Loca (6 kişi için) 2.000 Euro. Normal girişlerin içerisine içki dahil değil, sadece kapı geçiş hakkı dahil. Bir kadeh Mojito ya da Cin-Tonik örneği verirsek, 25 Euro. Yani oldukça yüksek. Kulüpte sarhoş olmayı hedeflerseniz oldukça pahalıya çıkarsınız. Zaten doğru düzgün kimse bir şey içmiyor, herkes kafası iyi geliyor ve saatlerce dans ediyor. Kafaların sadece alkolle iyi olmadığına da emin olabilirsiniz, bilimum uyuşturucuyla karşılaşmanız mümkün.

Gündüz plajlarda devamlı mekanlardan görevliler dolaşıyor ve indirim sağlayacak bileklikler takıyorlar kolunuza. Mesela bir tanesi Space içindi. Gece 12'den önce giriş yapınca, 1 içki dahil 15 Euro oluyordu. Ancak hiç bir yer 1.30'dan önce dolmuyor. Birkaç saat kendi kendinize takılmak isterseniz gidebilirsiniz. Bunun dışında dağıtılan bilekliklerle %10'dan daha fazla bir indirim verildiğini görmedim. Ben bilet kalmayabilir gibi yazılar okuduğum için 2 geceyi garantileyip önceden aldım biletleri ama çok da şart değilmiş, her tarafta satılıyor. Yine de garantilemek isterseniz bu link'ten satın alabilirsiniz: http://www.ibiza-spotlight.com/night/club_dates_july_i.htm  Çıktısını almayı unutmayın!

Bu arada adada tüm hayat kulüplerin üzerine kurulu olduğu için tabii ki ulaşım da oldukça kolay. Taksi dışında, 00.30 itibariyle her 30 dakikada bir hareket eden ve insanları kulüplere dağıtan Disco Bus'lar var, aklınızda olsun, 3 Euro. Saatleri şöyle:

Bir de kızlara not: Pacha dışında hiçbirinde topuklu ayakkabılarımızla duramadık, hem mümkün değil hem de kimse giymiyor.

Gündüz hayatı İbiza'da gece hayatı sabah 7-8 sularında bittiği için gündüz hayatı öğleden sonra hatta akşamüzeri başlıyor diyebiliriz. En ünlü plajları Playa d'En Bossa'da.

Biz 3 gündüzümüz olduğu için şöyle bir program yaptık:

İlk gün Playa d'En Bossa'nın ve İbiza'nın en ünlü plajı Bora Bora'ya,

Bora Bora'da giriş ücreti yok, şezlong isterseniz 10 Euro. Ama yok istemem derseniz, gayet şezlongların arasında bile havlu serip yatabiliyorsunuz. Deniz, Bodrum, Çeşme, Antalya denizinden sonra bize hiç bir anlam ifade etmedi, çünkü devamlı havalanan kumu olan, bulanık bir suydu. Ama hayatımda gördüğüm en yakışıklı ve en iyi vücutlu adamları gördüğümü söyleyebilirim.

Yemek kısmı için ise; 15-20 Euro'ya bir öğününüzü halledebilirsiniz.

İkinci gün İbiza'ya en yakın, Takım Adalar'ın en küçüğü Formentera'da Playa Illetas'a,

(Buraya İbiza Town'un limanından ve Figueretas'tan kalkan ferry'lerle 1.5 saatte gidiliyor, gidiş dönüş 19 Euro. Formentera'da limanda iniliyor, oradan da otobüse binerek Illetas'a gidiliyor. O da gidiş dönüş 5 Euro. Ferry'e binmeden önce alabilirsiniz. Ayrıca iner inmez araba ya da motor da kiralayabilirsiniz, bunun için ferry'de %10 indirim kuponu dağıtılıyor.)

Gördüğünüz üzere deniz nefis. Plaj çok büyük değil, ama muazzam. Bora Bora hayalkırıklığından sonra ilaç gibi geldi. Küçük bir restoran ve snack bar var. Burada da ortalama 15 Euro'ya bir öğününüzü halledebilirsiniz.

Üçüncü gün ise Sant Antoni de Portmany'de Cafe del Mar'a yakın bir plaja gittik. Zaten geç gitmiştik, plaj da bizi çok açmadı açıkçası, biraz o bölgeyi gezerek saat 7'ye kadar Cafe del Mar'ın açılmasını bekledik.

Cafe del Mar benim için hayatımın bir parçası olan chill-out müziğin doğuş yeri olmasına bağlı olarak çok özeldi. Beklentim yüksekti, yavaş yavaş karşılanmaya başladı, gün batarken nirvana yaptı.

Menü ve fiyatlarla ilgili bilgi isterseniz diye:

Cafe del Mar'ın yanında Mambo var. Orası da gayet güzel bir mekan, aynı gün batımı orada da var haliyle.

İbiza kısmı işte bu kadar. En iyi tatiller listemde ilk 3'e girer. Gitmediyseniz ve hala bekarsanız hemen biletinizi alın! Bekarlığa veda partisi için özellikle erkeklere söylüyorum hemcinslerime izin vermeyin, düğün öncesi skandal olmasın :o) Çünkü ben bir adet kötü vücutlu, çirkin erkek görmedim. 'Tahrik vardı.' bahanesi kabul ederseniz, o başka.

Son olarak Saint Tropez ile kıyaslayacak olursak ise elegan tatil için tabii ki Saint Tropez, çılgınlar gibi eğlence için ise tabii ki ama tabii ki İbiza!

Ve Roma... 2 güne sığması gereken hızlandırılmış programla talan edilen romantik şehir. Normal olarak 2 güne sığdırmak zorunda olduğumuz için üzülüyorum, ama yaz mevsimi için fazla bile! Çok ama çok sıcaktı!!! Aklınız varsa bu mevsimde gidilmeyecekler listenize alın derim. Ama tabii ki her şeye rağmen Roma da bir başka. Hiç değilse akşamları serin, zaten şehir de akşam daha da başka.

Havaalanından şehir merkezine Havaş gibi otobüsler, tren ve Alitalia'nın kendi servisi var. Havaş gibi olanlar gidiş dönüş 8 Euro, tren tek yön 14 Euro, Alitalia servisi ise tek yön 7 Euro. Hepsinin saati 30 dakikada bir ama farklı farklı. Havaş gibi olanlarda 10-15 dakikalık oynamalar oluyor, ona göre önleminizi alın.

Hepsinin götürdüğü yer şehrin en merkezi yeri olan bizim de konakladığımız Termini yani Terminal Bölgesi. Bütün ulaşım hatlarının geçtiği bir bölge olduğu için kesinlikle tavsiye edilir.

Biz, en hızlı ve düzenli şekilde bitirebilmek için Hop on-Hop off otobüsle gezdik. 24 saatlik bilet 20 Euro. Sırasıyla şuralarda duruyor:

Via Marsala Largo di Villa Peretti Santa Maria Maggiore Colosseo

Circo Massimo Piazza Venezia Vaticano

Omuzlarınız, göğsünüz ve dizden yukarınız açıksa mutlaka yanınıza şal alın unutursanız da dert değil oralarda satılıyor bolca. Kapanmadığınız takdirde içeri alınmıyorsunuz.

Fotoğrafta gördüğünüz harika şal pek tabii benim değili oradan aldım. Ama çıkarken de başka birine satıp kurtuldum :o)

Tura katılmadan gitmek için: Termini'den Battisimi yönüne doğru kırmızı A metro hattına biniyorsunuz, Cipro durağında inip, 10 dakika yürüyorsunuz (100 dakika kullanım hakkı olan bilet 1.50 Euro) ya da 64 numaralı Piazza Della Stazione otobüsüne binip Cavaileggeri-San Pietro durağında inip, 6 dakika yürüyorsunuz.

Sistine Chapel'in de içinde bulunduğu Vatikan Müzesi'nin girişi 16 Euro.

Fontana di Trevi

 

 

Gördüğünüz gibi dilek tuta tuta bir hal olduk, gece gündüz.

İspanyol Merdivenleri de buraya çok yakın.

Bu arada sakın Giolitti'de gelato yemeden dönmeyin. Tek kelimeyle mükemmel! Lokallerin tavsiyesiyle gittik, Roma'nın da en iyisiymiş zaten.

Piazza Barberini

Biz ayrıca İtalyan arkadaşlarımız sağolsun Trastevere Bölgesi'nde yemek yemeğe gittik, çok nefis makarnalar tattık.

Bunların dışında:

Pantheon Tapınağı

Via del Corso Caddesi

Vittorio Emanuele

Piazza Navona da görülecek yerler arasında.

Çılgın indirimlerle İtalyan dünya markalarından alışveriş yapmak istiyorsanız da doğru Castel Romano'ya. Şehrin dışında; ama Termini'den kalkan otobüsler var.

Ve bir başka tatil daha bitti, yine içim buruk. Bir sonraki için bilet bakmaya başladım bile. Hayat gezince güzel, bir sonraki yazıya kadar seyahatle kalın!